Simena - Demre Andriake Camping arası yaklaşık 12 km'lik bir yol. Uzun bir mesafe olmadığı için son günün rotasını yavaş yavaş ve rotanın keyfini daha fazla geçirerek yürüyüp tamamladık. Demre Andriake Camping'e vardığımızda artık asfalt yol ile yürümektense, orada bekleyen bir taksi ile Demre merkeze geldik.
Boğazcık - Simena yaklaşık 16km lik keyifli bir rota. Kaş - Boğazcık arasındaki rotadan daha kolay bir yol olmasına rağmen, dün dizlerimi incittiğim için biraz daha zorlanarak yine 9,5 saatte rotayı tamamladık. Yol üstünde keyifle vakit geçirebileceğiniz bir de işletme bulunuyor. Purple House.
Yıllar önce Kaş'a tatil için gittiğimde rotanın Kaş - Limanağzı kısmını yürümüştüm. Şimdi bu yarım kalan rotayı tamamlayarak Kaş - Boğazcık arası ile yürüyüşümüze başladık. Bu rota yaklaşık 17km lik bir rota. Dinlenmeler dahil bu rotayı 9,5 saatte tamamladık.
Luzern gölü çevresini dolaşmak üzere Amsterdam’dan yola çıktığımız yolculuğumuz Basel’de başladı. Bu rotayı izleyecekler var mıdır bilmiyorum ama Amsterdam’dan uçakla yaklaşık 1 saatte, ya da trenle yaklaşık 8 saatte Basel’eulaşılabilir. Basel çok sevdiğim bir havaalanı, bisikletli iseniz yarım saat içinde şehre ulaşabilirsiniz, ya da otobüs ile hızlıca Basel tren istasyonuna (Bahnhof Basel SBB) ulaşılabilir.
Kırkmerdiven yaylasından, Gözeler köyüne bu sefer şelaleler tarafından değil, diğer yaylalar tarafından geçip İt Yokuşundan aşağı indik. Toplamda 17 km lik bir rota oldu. Ayrıca Qanîye Hesen (Hasanın Çeşmesi) Yaylasından geçerken Erzincan'ın Kemah ilçe sınırına da geçmiş olduk. Böylece iller arası bir geçiş rotası da oldu bu yürüyüşümüz.
Toplamda 8.5 km uzunluğndaki bu rotanın ilk 7 km si nispeten rahat bir yol. Bu 7km den sonra Kırk Merdiven Şelalelerine ulaşıyorsunuz. Kalan 1.5 de ise Kırk Merdiven Yaylasına çıkışı yapıyorsunuz. Bu 8.5 km de 1400 metrelerden 2200 metrelere kadar çıkıyorsunuz, bu yüzden mesafe kısa olmasına rağmen yorucu bir rota burası.
Kırklar Dağı tırmanışı için Mazgirt'in Kale Köyü'nden başlayarak önce Kırklar Dağına çıkıp oradan Mazgirt merkeze inecek bir rota izledik. Toplam mesafe yaklaşık 7.5 km. Zaman zaman dizboyu karlar içinde keyifli bir yürüyüş yaptık. Mart ayında olmamıza rağmen tepelerin kuzay yamaçları hariç çoğu yerde kar yoktu. Yürüyüş için TUDAK'a teşekkürler.
İki Deniz Arası projesinin ikinci gün rotası olan Baklalı - Sazlıbosna arası yaklaşık 15km'dir. Biz bir gün önce rotanın yarısını yürüyerek Dursunköy'de kamp kurduk. Bugünü ise daha yavaş bir tempoda manzara izleyerek ve sohbet ederek geçirdik. Özellikle Sazlıdere Barajı boyunca yürümek çok keyifliydi.
İki Deniz Arası fikrini gördüğümde çok hoşuma gitmiş ve ilk fırsatta yürümek istemiştim. İki Deniz Arası Serkan Taycan tarafından başlatılmış, 13. İstanbul Bienali tarafından desteklenmiş bir proje. İstanbul'u Karadenizden Marmaraya birleştiren bir rota. Yaklaşık 60 km'lik, 4 güne yayılabilen bir yürüyüş. Yeniköy - Baklalı parkuru da yürüyüşün başlangıç parkuru.
Bu rota toplamda 27 km lik bir rota. Yalnız ilk 4-5 km'si asfalt yol olduğu için yine tavsiyem bu asfalt yolu otostop vs bir şekilde araba ile geçmeniz. Rota için iyi bir performans gerekiyor. Özellikle tepeden Kaş'ı gördüğünüz yerde tekrar dik bir inişin olması moralleri biraz bozabiliyor. Yine de inişten önceki Kaş manzarası bu moral bozulmasını dengeliyor.
Bezirgan - Gökçeören arası yaklaşık 17km lik bir mesafe. Bezirgan - Sarıbelen arası pek de keyifli olmayan bir yolken, Sarıbelen - Gökçeören daha keyif verici bir rota. Akılda tutulması gereken en önemli nokta Avea ve Vodafone'nun Gökçeören köyünce çekmemesi.
Patara - Bezirgan rotasını yaparken arada Kalkan'da bir gece mola da verebilirsiniz. Ben Kalkan'da kalmayı düşünmediğim için doğrudan Bezirgan'a devam ettim. Bu rota yaklaşık 22 km sürdü. Rotanın son kısmı zor olan bölümü, Kalkan'dan sonra Bezirgan'a çıkış yapılıyor. Akbel ile Bezirgan çıkış başlangıcı asfalt olduğundan otostop yaparak araba ile geçilebilir.
Alınca - Gey - Bel, 13.4 km lik bir rota. Alınca'dan Bel'e giderken de iki rota takip edebilirsiniz. Bir tanesi sahilden Gey üzerinden diğeri ise daha içeriden Boğaziçi - Dodurga - Sidyma üzerinden bir rota. Biz sahilden giden rotayı yapmaya karar verdik. Ayrım noktası büyük bir Sarnıçtan 100 metre sonra. Zaten Likya Yolu tabelaları da bulunuyor.
Faralya - Alınca arasında Kabak bulunuyor. Bu rotayı yaparken dilerseniz Kabak'ta mola verip bir gün dinlenebilirsiniz. Yahut hiç Kabak koyuna inmeden de doğrudan Faralya - Alınca arasını yürüyebilirsiniz. Rota üzerinde tabelalar sizi yönlendiriyor. Kabak koyuna inerseniz sizi güzel bir çıkış bekliyor.
Likya Yolu'nun başlangıcı olarak bilinen bu rota aynı zamanda keyifli rotalarından biridir. Günün sonunda Kelebekler Vadisi'nin üstündeki Faralya, gün batımı manzarası ile size tüm günün yorgunluğuna değdiğini hissettirir. Likya Yolu'nu yürümeye buradan başladıysanız ilk gün için 13km lik bir yürüyüşü ile size ideal bir rota sunacaktır.
Yaklaşık 3-4 saatlik bir yürüyüş yaptığımız bu rota için Ayak İzleri grubuna teşekkür ederim. İstanbul'a tatil için gelmiştim ve arkadaşım yürüyüş yapacaklarını söyleyince hemen dahil oldum tabi ki. Böylece kış gelmeden önceki son güneşli günlerden birini de yakalamış oldum.
Kırk Merdiven Şelalesi için Dersim Ovacık içerisinden Gözeler Köyüne giderek yürüyüşe başlıyorsunuz. Yürüyüş yolu çok eğimli olmamasına rağmen, tamamen taş parçaçıklarından oluştuğundan yorucu. Yürüyüşü bitirip tekrar Gözeler Köyüne geldiğinizde ayaklarınızı soğuk suya sokmak en rahatlatıcı şey oluyor. Yürüyüş gidiş-geliş toplam 13km'lik bir mesafede.
İksor Vadisi yürüyüşünü Tunceli Dağcılık ve Kamp Sporları Kulübü'nün organizasyonu ile gerçekleştirdik. Bu yürüyüşü, yeni adı Gözen olan İksor Köyüne dere kenarından bir vadi boyunca harika manzaralar eşliğnde yaptık. İksor köyünden 2 km ileride bu derenin kaynaklarından birini görüyoruz. Göze ile beraber tüm yürüyüş 5,5 km sürüyor.
Baharın gelmesiyle Zel Dağı tırmanışını Tunceli Dağcılık ve Kamp Sporları Kulübü'nün organizasyonu ile yaptık. Zel Dağının zirvesi 2300 metre yükseklikte. Parkur neredeyse tamamen tırmanıştan oluşuyor. Sadece iki tepe arasında yapılna geçişte bir düzlük var. Tırmanışın yarısından sonrasını tamamen karda yaptık.
Değirmendere Kanyonu gidiş-dönüş toplamda yaklaşık 8 km lik bir rota. Rotanın en güzel tarafı sonunda sizi bekleyen doğal havuz niteliğindeki gölet. 4km lik bir yürüyüşten sonra sıcaktan bunaldığınızda bu gölete girmek gerçekten çok keyifli geliyor.
Belgrad Ormanından Gümüşdere Köyü arası yaklaşık 14km lik bir mesafe.Keyifli bir yürüyüşle 5 saatlik bir yürüyüş rotası. Ayrıca rotanın güzel tarafı, dilerseniz bisikletle, dilerseniz de yürüyerek yapabileceğiniz bir rota olmasıdır. Ayrıca İstanbul içinde olan bir yer olduğundan her an yürünebilecek bir rota.
Buyer Baba, bir ziyaret yeri. Buyer Baba, Tunceli'den yaklaşık 1-1,5 saat uzaklıkta bir yerde. Tunceli Merkezden Nazımiye ilçesine dönüş yoluna geldikten hemen sonra solda Kırmızı Köprü göreceksiniz. Buradan içeriye girip, 10km kadar yol yaparak Kocatepe köyüne varıyorsunuz. Buyer için başlangıç noktası Kocatepe köyünden biraz daha ileride. Burada size yolu tarif edeceklerdir.
Maden Deresi, Sakarya ilinin Karasu ve Kocaali ilçeleri arasında bulunan bir dere. Haritada bu dere Karasu Deresi olarak görünüyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında açıldığı söylenen bir altın madeninden dolayı adı maden deresi olarak kalmış. Burada Antik Maden Tesisleri diye bir işletme bulunuyor. Şu an sadece günübirlik piknik alanı olarak hizmet veriyor. İşletme çok güzel inşa edilmiş ama şu an inşası durmuş durumda.
Lamos Vadisi Merisn ilinin Erdemli ilçesine bağlı Limonlu kasabasının bulunduğu yerdedir. Mersine 45km lik bir mesafededir. Vadideki kanyon Lamos deresi boyunca ilerlemektedir. Aynı zamanda kanyon boyunca mağaralar, taş kemerler, eski değirmen ve su kanallarını görebilirsiniz.