Pelion Dağı Bölgesi: (Πήλιο-Πήλιον)
Bu yazıyı gökyüzünü kapatmış çınar ağaçlarının altında, masmavi bir denize bakarak yazıyorum. Kahvemden bir yudum alıp tertemiz havayı içime çekerken sanki hep bu köye, bu meydana aitmişim ve sanki ben bu dünyadaki yerimi bulmuşum gibi hissediyorum. Orhan Pamuk, Benim Adım Kırmızı kitabında şöyle der; "Hepimizin hayatında, daha başımızdan geçerken bile, bundan sonra çok uzun bir süre hiç unutamayacağımız bir şeyi yaşamakta olduğumuzu anladığımız zamanlar vardır." Evet, ben de şu an, burada tam da böyle hissediyorum, Milies’ten ayrılmak zor olacak, biliyorum...
"Bu zamana kadar yaptığın en güzel tatil hangisiydi?" diye sorarsanız, "En güzel tatil henüz yapılmadı" der ve eklerim "Pelion Dağı tatili en güzele yakındı." Dağ, dere, orman, deniz, geleneksel köyler, meydanlar ve şahane lezzetler... Hepsini bir arada bulabileceğiniz Pelion Dağı, bizi kendisine hayran bıraktı. Yunanistan’da görülecek yerler gibi bir listeniz varsa, Pelion Dağını listenin ilk sıralarına eklemenizi tavsiye ederim.
Pagasetic Körfezi (Παγασητικός κόλπος) ile Ege Denizi arasında yer alan Pelion Dağı eteklerinde Volos şehrini, birbirinden güzel köyleri ve nefis plajları barındırıyor. Dağın yüksekliği 1624 metre. Yunanistan’ın popüler dağlarından biri olan Pelion’u her mevsim ziyaret etmeniz mümkün. Kış aylarında dağda 1470 metre yükseklikte yer alan Pelion Ski Centre’da kayak da yapılabiliyor.
Pelion Dağı Yunan mitolojisinde ayrı bir öneme sahip. Dağ adını Aşil’in babası Kral Peleus’tan almış. Dağda yapılan antik kazılarda belden aşağısı at, üst tarafı insan görünümlü Sentor(Kentavros) olarak adlandırılan mitolojik canlıların resimlerine rastlanmış. Sentorlar Dağı olarak anılan Pelion, Yunan tanrılarının düğün ve eğlence yeri olarak da biliniyor. Burası aynı zamanda Aşil ve Herakles gibi Yunan kahramanlarına bir takım tedavi yöntemlerini öğreten Centaur Chiron’un dağı. Tıpta amblem olarak kullanılan ağaca sarılmış yılan sembolünün Chirion zamanından geldiği söyleniyor.
Pelion Dağı Köyleri: Meşe, kestane, kayın, çınar, zeytin, elma ağaçlarıyla kaplı olan dağın; şelaleleri, dereleri, çeşmeleri, köyleri, her şeyi çok ama çok güzel. Bölgede doğa çok iyi korunmuş. Köy evlerinin en çok dikkat çeken yanı ise evlerin çatısında kullanılan kayrak taşları. Yunan adalarında sokaklarda, kaldırımlarda görmeye alıştığımız kayrak taşı, bu kez Pelion’da evlerin çatısında gri renkte karşımıza çıkıyor. Taş evler, arnavut kaldırımlı sokaklar, çınar ağaçları altındaki tavernalar, yürüyüş yolları Pelion köylerini tam bir cazibe merkezi haline getirmiş.
Dağın yamaçlarına kurulmuş yaz-kış turist çeken köyler, Milies, Tsagarada, Mouresi, Vyzitsa Agios Georgios Nileias, Agios Lavrentios, Zagora, Makrinitsa, Pinakates, Agios Dimitrios, Drakia, Lafkos, Ano Gatzea.
Deniz kenarındaki bazı köyler, Kala Nera, Agria, Kato Gatzea, Lefokastro, Malaki, Agios Ioannis.
En bilinen plajlar, Pagasetic Körfezi tarafında Kala Nera, Kato Gatzea, Koropi, dağın Ege denizi tarafında Milopotamos, Papa Nero, Fakistra, Kalamaki.
Pelion Bölgesi Ulaşım: Volos, Pelion Dağı eteklerinde kurulmuş Yunanistan’ın altıncı büyük şehri. Arabayla İstanbul’a 10, Atina’ya 3.5, Selanik’e 2,5 saat uzaklıkta yer alan Volos’a, Atina’dan uçakla da gelebilirsiniz. Volos’a geldikten sonra dağın güney ve doğu tarafında yer alan köyleri ve plajları gezmek için arabanızın olması size büyük kolaylık sağlar. Toplu taşımayla otobüslerin azlığı nedeniyle, köyleri ve bölgeyi gezmek oldukça zor.
Milies Köyü (Μηλιές)
Pelion Dağı’nın batı tarafında yer alan Milies köyü, Volos şehrine 40 dakika uzaklıkta, köyün rakımı ise 400 metre. Milies’in Türkçe karşılığı elmalık ve isminden de anlaşıldığı gibi köy elma ağaçlarıyla meşhur. Yaklaşık bir buçuk ay kalma şansına sahip olduğum Milies masallarda okuyup orada yaşama hayalleri kurduğum köyler gibi...
Yedi-sekiz çınar ağacı heybetli gövdeleriyle Milies Köyü meydanında ‘’tüm buralar benim’’ havası estirse de meydanın başka sahipleri de var. Meydanda; küçük bir kilise, köy kütüphanesi, müze, kafeler, tavernalar ve hediyelik eşyalar satan iki dükkan, fırın ve eczane bulunuyor. Köyün dar taşlı yollarından yürürken her yerden kulağınıza suyun huzur veren sesi geliyor. Dağdan gelen su; çeşmelerden, küçük kanallardan, şelalelerden akıp ağustos böceklerinin, kuşların sesine karışıyor. Köyde yürüyüş yapmayı sevenler için pek çok rota var. Patikalar yürüyüşçüler tarafından işaretlenmiş. Bu rotaları takip ederek plaja ya da diğer köylere ulaşabilirsiniz.
Köy meydanının en güzel sürprizi Yannis amca. Ailesi mübadele zamanı kendisi henüz beş yaşındayken Yalova’dan gelip Milies’e yerleşmiş olan Yannis amca meydanda küçük bir market işletiyor. Aradan geçen onca zamana rağmen Türkçeyi unutmamış her şeyi anlıyor ama konuşurken zorlanıyor. Onu tanımak ve onunla Türkçe-Yunanca karışık sohbet etmek çok keyifli, mübadeleye dair anlattıklarını dinlemek ise çok hüzünlüydü. Köye yolunuz düşerse Yannis amcaya uğramayı unutmayın.
Milies Köyü Konaklama
Dağının en meşhur köylerinden olan Milies’te otel, pansiyon, Airbnb gibi konaklama seçeneklerini gözden geçirebilirsiniz. Yaz ayları, yılbaşı ve Paskalya zamanı köy, yerli-yabancı çok fazla turist çekiyor. Bu dönemlerde fiyatlar biraz daha pahalı. Fakat bu yıl Corona dolayısıyla yabancı turist sayısı yok denecek kadar azdı. Burada tatil yapmayı planlıyorsanız konaklamanızı önceden ayarlamanız iyi olur.
Pelion Tren Yolu (Το Τραίνο του Πηλίου)
İtalyan bir mühendis tarafından 1895-1903 yılları arasında inşa edilmiş bir de demir yolu var. İkinci dünya savaşı sırasında Almanların köyü bombalamasıyla oldukça hasar gören demiryolu, savaş sonrası yeniden onarılmış. Demiryolu günümüzde sadece yaz aylarında turistik amaçla hizmet veriyor. Bu treni kullanmak istiyorsanız, trenin gün ve saatlerine bakıp biletinizi önceden almanızı tavsiye ederim çünkü bilet bulmak zor olabiliyor. Trene binmeseniz bile o yolu mutlaka yürüyün derim. Küçük bir dere, harika bir taş köprü, yemyeşil doğa arasından kıvrılıp giden tren yolu ve istasyon çevresinin manzarası büyüleyici.
Centaur Chiron’s Cave (Σπηλιά Κενταύρου Χείρωνα)
Sentorlar arasında en barışçıl en bilge olan Chiron, doğanın sırlarını biliyordu. Pelion dağlarından topladığı bitkilerle ilaçlar hazırlayan, şifa dağıtan Chiron’un mağarası burası. Fakat mağara çok küçük ve özel herhangi bir şey yok. Açıkçası mağaradan çok mağaraya giden yolun daha etkileyici olduğunu söylemeliyim. Milies meydanından tren yoluna inen patika yoldan yön tabelalarını takip ederek mağaraya ulaşabilirsiniz. Mağara yolunda size zeytin ağaçlarıyla dolu yemyeşil bir vadi eşlik ediyor. Zeytin ağaçları arasından vadi boyunca ilerlerken karşınıza taş köprü çıkıyor ve hemen altında gürül gürül akan bir dere. Köprüyü biraz geçip soldan aşağıya kıvrıldığınızda dereye ulaşıyorsunuz. Dere üç ayrı gölet oluşturmuş, dilerseniz tertemiz suda yüzebilirsiniz. Ağaçlar altında, önünüzden tatlı tatlı akan dereye bakıp dünyanın tüm telaşlarından uzakta burada vakit geçirmek ömrünüze ömür katacak.
Milies Köyüne Yakın Plajlar
Köye en yakın plajlardan biri olan Paradisos ve Koropi plajlarına arabayla 15 dakikada gidebilirsiniz. Kala Nera, Kato Gatzea, Malaki de köye yarım saatlik mesafede olan diğer plajlar. Plajlarda dilerseniz bir euro vererek şezlong şemsiye ve duş imkanından da faydalanabilirsiniz. Pandemi döneminde şezlong kullanmak istemezseniz bir ağaç gölgesi altında ya da kendi şemsiyenizle plajda vakit geçirmek mümkün.
Milies Köyü Yeme-İçme:
Aegli (ΑΙΓΛΗ): Köyde en çok vakit geçirdiğimiz taverna-cafe burası oldu. Aegli’nin köy meydanındaki çınar ağaçlı, deniz manzaralı ortamı çok keyifli. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinden; nefis kahve ve tatlılara oldukça geniş menüye sahip Aegli’de tüm gün vakit geçirebilirsiniz. Çınar ağaçlarının sağladığı serinlik günün en sıcak saatlerinde bile otururken üstünüze bir şey alma ihtiyacı duymanıza neden oluyor, aklınızda bulunsun.
The Salkimi (Το Σαλκίμι)
Zengin menüsü, doyurucu tabakları ve yemeklerinin lezzetiyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Geleneksel yemekleri, güler yüzlü servisi, manzarası, dekorasyonu ile ödül de almış olan Salkimi’de yemek yemeyi ihmal etmeyin.
Anna va ena milo(Άννα να ένα μήλο)
Köyün en havalı kafesi burası. Şahane dekorasyonu, nefis tatlı ve kahvelerinin yanında çeşitli kokteylleriyle de meşhur olan mekan köye ayrı bir güzellik katıyor. Bu kafeye dair hoş bir anımız var. Atina’dan taşınıp Milies’e yerleşen arkadaşlarımızla kahve içip sohbet ederken içerden gelen müzik bir an duraksayıp hepimizin müziğe odaklanmasına neden oldu. Evet, yanlış duymamıştık Yunanistan’da bir dağ köyünde radyoda Ayten Alpman, ‘’Söyle buldun mu?’’ şarkısını söylüyordu biz, şarkıyı dinlerken tarifsiz bir mutluluk duyuyorduk.
Vizitsa Köyü (Βυζίτσα)
Milies ve Pinakates köyleri arasında yer alan Vizitsa’da yapılar geleneksel mimariyi çok iyi korumuş. Köyün ortasına aracınızı park edip Vizitza’nın dar sokaklarında yürüyüş yapabilir yine meydanda yer alan büyük çınar ağacı altında kahvenizi içebilirsiniz. Köy meydanında küçük bir kilise, bir kaç taverna ve kafe var. Ayrıca Vizitza köyü kadınları tarafından kurulan kadın kooperatifinden reçeller, tatlılar, atıştırmalıklar almayı unutmayın. Eskiden konak olarak kullanılan yapılar şimdilerde otel olarak hizmet veriyor. Vizitsa köyünde kalıyorsanız ve yürüyüş yapmayı da seviyorsanız Milies ve Pinakates köylerini 2 km kadar yürüyerek ziyaret edebilirsiniz. Çeşmelerden akan suyun sesiyle Pelion dağının harika manzarası eşliğinde köyde vakit geçirmek çok keyifli.
Pinakates Köyü (Πινακάτες)
Vizitsa Köyünden hemen sonra gelen Pinakates, Pelion Dağı köyleri içinde en iyi korunmuş köyler kategorisinde yer alıyor. Yakın zamana kadar köye ulaşımın köyün ortasında biten tek bir yoldan ibaret olması ve diğer tüm yolların, sadece yürüyerek veya katırlarla sağlanabilmesi köydeki yapıların korunmasında etkisi olmuş. Köye ulaştığınızda köyün ortasındaki otoparkı ve otobüs durağını göreceksiniz, arabanızı buraya park ettikten sonra aşağıya doğru yürüyerek köy meydanına ulaşabilirsiniz. Köy meydanı, Agios Dimitrios kilisesinin altında yer alıyor. Benim en sevdiğim köy meydanı burası oldu. Kilisenin güzel mimarisi, buz gibi suyun aktığı çeşme, çınar ağacı altında yer alan Pinakoti tavernası meydana apayrı bir güzellik katmış. Pinakoti tavernasından gelen klasik müzik, meydanın eşsiz doğasıyla birleşince kendinizi bir film setinin ortasında gibi hissetmeniz kaçınılmaz.
Pinakates Yeme-içme
Pinakoti-Pinakoti (Πινακωτή -Πινακωτή): Pinakates Köyü meydanında yer alan taverna-kafenin yemekleri, müzik tercihi ve ortamı çok güzel. Kitabınızı, bilgisayarınızı yanınıza alıp tüm gününüzü burada geçirebilirsiniz. Genel olarak Yunanistan’daki tavernalarda içme suyu, masanıza sürahi içinde ücretsiz olarak gelir. Pinakoti’de garson hemen yanı başımızda akan çeşmeden sürahimizi doldurup masamıza getirince çok mutlu olduk. Köye giderseniz bu tavernaya mutlaka uğrayın.
Tsagkarada Köyü(Τσαγκαράδα)
Pelion Dağı’nın doğu yamacında 408 metre yükseklikte yer alan köy, bölgenin büyük ve dağınık bir yerleşime sahip köylerinden biri. Agia Parasкеvi Kilisesi'nin de bulunduğu meydana 1200 yıllık çınar ağacının heybeti imzasını atmış. Köyde pek çok otel, pansiyon bulunuyor. Pelion Dağının Ege Denizine bakan kısmında yer alan Milopotamos ve Fakistra plajlarına çok yakın olan köy, oldukça yeşil ve sulak.
Fakistra Plajı (Παραλία Φακίστρα)
Kayalıklarla çevrili turkuaz rengi denize ulaşmak biraz zahmetli. Tsagkarada köyünden denize inen ve yaklaşık 6 km kadar süren yolu takip edin. Yolun sonu küçük bir otaparkta bitiyor. Bu park yerinden Fakistra Plajına, bazı bölümleri dik zor bir yoldan 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılıyor. Diz ağrısı gibi yürümenize engel bir rahatsızlığınız varsa ya da küçük çocuğunuz varsa bu plajı size önermiyorum. Fakistra'da doğanın bu kadar iyi korunmuş olmasının nedeni ulaşımının zorluğundan olsa gerek. Ayrıca 2008 yapımı Meryl Streep’in oynadığı Mamma Mia isimli filmin bazı sahneleri Fakistra’da çekilmiş. Bu yüzden Fakistra bölgenin bilinen ve meşhur plajlardan olmuş.
Milopotamos Plajı (Παραλία Μυλοπόταμος)
Fakistra Plajına 10 dakika mesafede olan Milopotamos bölgenin en güzel plajı olarak kabul ediliyor. Fakistra'da olduğu gibi burada da arabayı park edip plaja yürüyorsunuz fakat yol hem kısa (5 dk) hem de rahat. Plaj kayalıklardan oluşan bölmelerle üçe ayrılmış. Plajda işletme var dilerseniz onlardan şezlong şemsiye kiralayabilir, dilerseniz de kayalıklardan oluşmuş doğal şemsiyeler altına havlu serip plajın keyfini çıkarabilirsiniz.
Mega Rema Waterfall (Καταράκτης στο Μέγα Ρέμα):
Tsagarada köyüne arabayla 15 dakikalık bir mesafede bulunan bu şelaleyi görmeden köyden ayrılmayın. Oraya ulaştığınızda göreceğiniz ilk manzara güzel ama en güzel değil. Yürüyüşe başladığınızda şelaleyi göremeyeceksiniz. Kayalık yoldan 5 dakika yürüdükten sonra karşılaşacağınız manzara; işte o en güzeli. Tertemiz ve berrak gölette yüzmek isteyebilirsiniz o yüzden hazırlıklı olmanızda fayda var.
Lafkos Köyü (Λαύκος)
Bölgenin büyük yerleşim yerlerinden biri olan Lafkos, dağın güneyinde yer alıyor. Lafkos’un görkemli meydanında heybetli bir çınar ağacı ve güzel bir kilise karşılıyor bizi. Çınar ağacı altında geleneksel yunan kahveleri, çeşitli tavernalar, aylak aylak dolanan kediler… Etkileyici sokakları, taş evleri, nefis Pagasetic Körfezi manzarasıyla Lafkos Pelion’un görülmesi gereken köylerinden biri.
Drakia Köyü(Δράκεια)
Pelion Dağı’nın batı yamacında kurulu bu köy Volos’a 18, Drakia Agria plajına 6 km uzaklıkta. Bölgenin tüm dağ köyleri gibi Drakia da doğası, sakinliği, çeşmeleri ve meydanıyla büyüleyici bir atmosfere sahip. Fark ettiğiniz üzere dağın klasikleri arasında çınar ağaçları yer alıyor ve bu köyde de gölgelerini bizden esirgemediler. Aşağı ve yukarı olmak üzere iki çok güzel meydanı olan köyün ekmek fırını 1909 yılından beri hizmet veriyor. Arnavut kaldırımlı dar sokakları, etrafa dağılmış çeşmelerden gelen su sesi ve kestane ağaçları adeta huzurun doğaya nakşedilmiş hali gibi.
Drakia Yeme-içme
Taverna Palia Pilatia (Ταβέρνα παλιά πλατεία): Drakia’nın eski meydanında yer alan taverna 1943’ten beri hizmet veriyor. Bölgenin geleneksel lezzetlerini deneyebileceğiniz mekan taverna/çınar ağacı klasiğinin bir örneği.
Lefokastro Köyü(Λεφόκαστρο)
Zeytin ağaçları ve kumsalın arasından geçerek bu küçük ve şirin balıkçı köyüne ulaşıyorsunuz. Pagasitic Körfezi’nde yer alan köy, Volos’a 34 km uzaklıkta. Köyün tertemiz denizinde dağa ve zeytin ağaçlarına karşı yüzmek çok keyifli. Plajın hemen yanında ağaçlar altında güzel bir kafe var ve kafenin otoparkı da mevcut. Arabayla plaja doğru ilerlerken otoparkı göremeyeceksiniz ancak sola döndüğünüzde karşınıza çıkacak, aklınızda olsun.
Lefokastro Yeme-İçme
Stefanos (Στέφανος Ταβέρνα): Denizin kenarında salaş bir ortamı olan bu tavernadan harika balık ızgaralar, deniz mahsulleri yiyebilirsiniz. Stefanos’ta balık yemeden Lefokastro’dan ayrılmayın.