Bel - Letoon

Ulaşım
Antalya'dan geliyorsanız Eşen'e ulaşmak için en kısa yol Kemer üzerinden giden Fethiye arabalarına binmek. Antalya Otogarı’ndan Eşen kavşağı 3-5 saat sürüyor. Antalya'ya uçak ile geldiyseniz otogara her saat başı Havaş otobüsleri, her iki saate bir de belediye otobüsleri kalkıyor. Eşen kavşağına Muğla üzerinden de gelinebilir. Eşen yol ayrımında indiğinizde kavşaktan geçen minibüslerle Eşen'e ulaşabilirsiniz. 20 dk. sürüyor. Eşen-Bel (Sakız mah.) arası 19.5 km. Dodurga'ya bağlı olan Bel'e bu yoldan gidiyorsanız yürümeyi ve şanslıysanız otostop çekmeyi göze almanız gerekiyor.

Rota
Dodurga'ya bağlı olan Bel'in bir üst mahallesi olan Sakız mahallesi 7-8 haneden oluşan 800 m yükseklikte küçücük bir mahalle. Bu 7-8 evin bile tamamı dolu değil. Sakız'da ciddi bir su problemi olduğu için yerlileri genellikle Letoon'da seracılık yapıyor ve artık burada yaşamıyorlar. Su, kuyu ve sarnıçlarda depolanıyor. Burada kalmak isterseniz, evlerden birine uğrayıp bahçelerinde kalmak için izin isteyebilirsiniz. Sakız-Bel arası 1.5 km ve yokuş aşağı çakıltaşlı bir yol. Kısa ama toprak olmadığı ve iniş olduğu için biraz yorucu. Bel'e geldiğinizde camiyi geçtikten sonra bir çeşme göreceksiniz. Etabın sonuna kadar karşınıza başka çeşme çıkmayacak. Birkaç kuyu olacak ama bahar mevsimi dışında temiz su bulmak zor olacaktır. Çeşmede su yoksa buradan çıkmadan köylülerden su isteyebilirsiniz.

Bel'den çıkıp yokuş yukarı doğru 500 m ilerledikten sonra bir düzlüğe çıkıyorsunuz. Bu düzlükte yolun tam göbeğinde bulunan çam ağacının altında bir kuyu var. Bel'i 1 km geride bırakınca Likya Yolu işaretlerini görmeye başlıyorsunuz. Bel'den 2 km sonra yol ikiye ayrılıyor. Soldaki yol araba yolu. Sağdaki yoldan devam edip biraz düz biraz eğimli yolda bir süre ilerledikten sonra karşınıza bir çit çıkıyor. Büyük ihtimalle büyükbaş hayvanların diğer tarafa geçmesini engellemek için yapılmış olan bu çiti geçerek yola devam ediyorsunuz. 1 km sonra Belceğiz'e ulaşıyorsunuz. Bel-Belceğiz arası 4.5- 5 km ve 1.5 saate yürünebiliyor. 630 m yükseklikte olan Belceğiz'de iki geniş düzlük bulunuyor. Burada yaşayan kimse yok. Belceğiz-Gavurağılı arasında artık başka bir yerleşime rastlamayacaksınız. Doğayla baş başa kalacağınız çok güzel bir deniz manzarası eşliğinde yola devam edeceksiniz.

Belceğiz'den çıkıp zeytin ağaçlarının arasından ilerlediğinizde karşınıza önce bir beton sarnıç daha sonra da kerpiç ikinci bir sarnıç çıkacak. Bu sarnıçtan sonra işaretler kayboluyor. Yapmanız gereken sarnıçtan sonra sağa kıvrılıp karayollarının kırmızı işaretinin yanından dağa paralel olarak ağaçların arasından dümdüz devam etmek. Biraz ilerleyince taşların üzerindeki işaretleri tekrar göreceksiniz. İşaretlerin bazıları yeni konulmuş. Yeni devrilmiş bir ağacın üzerindeki işaretler bize bu fikri verdi. 200-300 m sonra üzerinde Likya Yolları (Belceğiz- Gavurağılı) yazan tabelayı görüyorsunuz. Tabela, sonradan yapılmış, gösterdiği yönler doğru ama km bilgisi yanlış. Kimin yaptığını öğrenemedik. Tabelanın olduğu nokta Belceğiz'e 1.5 km, başlangıç noktamız olan Sakız'a 6 km uzaklıkta. Bu noktadan sonra dik ve zorlu bir iniş sizi bekliyor. Tam da bu yolda, boğazlı bir botun gerekliliğini hatırlatmak isteriz.

Yokuş aşağıya inmeye başladıktan biraz sonra karşınıza muhteşem bir deniz manzarası çıkacak ve inişin sonuna kadar size eşlik edecek. Tepe noktasından 500 m aşağıda bir kuyuya daha rastlayacaksınız. Kuyudan sonra sürekli kayaların arasından ilerliyorsunuz. Tepeden iniş bitince sol taraftaki tepe ile bağlanıp bu tepenin yamacından yürümeye başlıyorsunuz. Bu yol üzerinde bol bol meşe palamudu ve dikkatli bakarsanız birkaç sincap görebilirsiniz. Bu tepenin yamacından ilerleyince kayalık bölgeyi geride bırakıp çam ağaçlarının arasındaki toprak yoldan biraz daha aşağı doğru iniliyor. İnişte bir süre sonra tepeciklerin üzerindeki tarlalar gözükmeye başlıyor. Bir süre sonra sola doğru kıvrılarak üzerinde bulunduğunuz sırtın etrafını dolaşmaya başlıyorsunuz. Tepenin yamacından kıvrılarak dönüş bitince tam bir U dönüşü ile solunuzdaki tepenin sağ yamacına geçmiş oluyorsunuz. Patikayı bitirip sağınızda tarlaları gördüğünüzde tarlalara doğru ilerleyip bir traktör yoluna çıkıyorsunuz. Burası 115 m yükseklikte bulunan Gavurağılı ve başlangıç noktamıza 11 km uzaklıkta. Gavurağılı’nda eski yıkık evlerin yanında yazlıklar da var. Traktör yolundan çıkıp ilk evleri gördüğünüzde sola dönmeyin. Sağdan aşağıya doğru giden yolu takip edin. Gavurağılı’ndan sonra manzarası güzel ama asfalt bir yoldan 4.5-5 km gidiyorsunuz. Pydnai tabelasını görünce sağa antik şehrin içine girmeniz gerekiyor. İçeri girince sola doğru kıvrılıp iki ağacın arasından geçiliyor. Sola dönüp ilerleyince 100 m sonra yıkık bir kalenin bir kapısından girip diğer kapısından çıkıyorsunuz. Harabeden çıkınca solda sazlıklar çıkıyor karşınıza. Sağa doğru ilerlediğinizde Özlen Çayı’nı görüyorsunuz. Ulaşacağınız yer, bu çayın denize döküldüğü nokta. Karşı kıyıda çok sayıda sera dikkatinizden kaçmayacaktır. Özlen Çayı solda kalacak şekilde işaretli patikayı takip edince çayın sonuna ulaşıyorsunuz. Buradaki tesiste biraz dinlenmek iyi gelecektir. Bu bölgenin adı Karadere.

Tesisin önünden araba yolunda biraz ilerleyince 150-200 m sonra sağa bir traktör yolu giriyor. Eğer dolmuş durağına geldiyseniz sağa dönüşü kaçırmışsınız demektir. Geri dönmeniz gerekecek. Bu yola girdiğinizde solunuzda ve daha sonra her iki yanınızda okaliptüs ağaçlarıyla kaplı bir yoldan devam ediyorsunuz. Karadere Sakız'dan 17 km uzaklıkta. 2 km ilerledikten sonra yol başka bir yolla birleşiyor. Sağdan gittiğinizde biraz ilerde ağaç üzerinde işaretleri tekrar görüyorsunuz. 500 m. sonra yol sağa dönüyor. Soldan düz devam etmeniz gerekiyor. Bu yol üzerindeki işaretler genelde yerdeki taşların üzerine koyulmuş ve birçoğu silinmiş. Toprak yoldan giderken okaliptüs ağaçlarının arasında Aralık ayı olmasına rağmen nemli ve boğucu bir hava var. Yaz aylarında muhtemelen burada nefes almak bile güç olacaktır. Bu yoğun atmosfere rağmen yol düz, çok rahat ve keyifli bir yol. Sağlı sollu okaliptüs ağaçları yukarıda birleşiyor ve tüneldeymişsiniz hissine kapılıyorsunuz. Uzunca bir süre işarete rastlamayacaksınız ancak hiçbir yere sapmadan düz devam ederseniz 1-2 km sonra karşınıza iki sapak çıkacak. Soldan değil sağdan gitmelisiniz. Bu patika yol bittiğinde taşlık bir ana caddeye ulaşıyorsunuz. Denizin tam tersi istikamete sola dönerek çakıltaşlı yoldan devam etmeniz gerekiyor. Karadere’den bu nokta 5.3 km uzaklıkta. 700-800 m sonra ilk elektrik direklerini görüyorsunuz ve tabi ki üzerindeki işaretleri de. Portakal bahçeleri ve seraların arasından devam ederken köpeklere dikkat! Seraları geçtikten sonra bir köprünün üzerinden geçiyorsunuz. Sağa dönüp 50 m ilerliyor ve sola dönüyorsunuz. Camiye ulaştığınızda hemen sağda Letoon 1 km tabelasını göreceksiniz. Bu rotanın tamamı 25 km. ve 4.5 km’si arabayla olmak üzere toplamda 7.5 saat sürdü.