Milano

Coğrafya derslerinde İtalya işlenirken söze, topuklu kadın çizmesini andıran şekli anlatılarak başlanır. Ben de müfredata bağlı kalıyorum ve öyle başlıyorum:) Rotamızı çizmenin kuzeyinde yer alan, İsviçre ve Alpler’e komşu Lombardiya Bölgesinin başkenti Milano’ya çevirdik. Yalnızca İtalya’da değil, tüm dünyada modanın başkenti olarak bilinen Milano, İtalya’nın Roma’dan sonra ikinci büyük şehri ve İtalya için önemli bir finans merkezi.

Simli yılbaşı kartpostalları gibi ışıl ışıl parlayan Piazzo del Duomo Meydanı'nı hayranlıkla seyrederken zihnimde uzun zamandır dinlemediğim bir şarkı beliriyor; "Zamanın eli değdi bize, çoktan değişti her şey, aynı değiliz ikimiz de...".

Meydanın bir tarafında beyaz mermerden yapılmış, göz kamaştırıcı güzellikte Duomo Katedrali, diğer tarafında ise adını İtalya Krallığı’nın ilk kralı Vittorio Emanuele'den alan Galleria Vittorio Emanuele II çarşısı yükseliyor. Meydanda yer alan bronz Vittorio Emanuele heykelini güvercinler mesken edinmiş.

Duomo katedralinin hemen alt tarafına kurulmuş noel pazarında; hediyelik eşyalardan, yiyeceğe ne ararsınız var. Meydanın orta yerine kondurulmuş rengarenk yanıp sönen büyük yılbaşı çamı, dünyanın her yerinden insanların selfie çekme noktası. Meydan, tüm ışıltısı ve ihtişamıyla bizi kendisine hayran bırakıyor. ‘Işıltı’, ‘hayran bırakmak’ gibi ifadeler, size biraz klişe gelecek farkındayım ama bu meydan ve Milano bu klişelerin hakkını fazlasıyla veriyor. 

Milano Ulaşım: Bergamo Havaalanından (BGY) Milano Merkez Tren İstasyonuna (Milano Centrale) havaalanı çıkışında bulunan otobüslerle, kişi başı 7 euro ödeyerek, yaklaşık 1 saate ulaşabilirsiniz. Milano Centrale’den şehrin pek çok yerine metro ile gitmek mümkün. Metro ve tramvay biletlerini metro girişlerinde bulunan otomatlardan alabilirsiniz. 90 dakika boyunca geçerli olan biletin ücreti 2 euro.

Milano konaklama: Airbnb aracılığı ile Francesca’nın çatı katı dairesinde gece başına 65 euro ödeyerek kaldık. Milano merkeze yürüyerek 20 dakika mesafede olan Francesca’nın evi tertemizdi ve çok zevkli döşenmişti. Evde çamaşır/bulaşık makinası, fırın, ocak, kahve makinası dahil her şey mevcut. Çok rahat ettiğimiz için herkese bu daireyi gönül rahatlığıyla öneririz. https://tr.airbnb.com/rooms/22142755 

Milano’da Gezilecek Yerler: 

Duomo Di Milano (Duomo Katedrali): Yapımına 1386 yılında başlanan Duomo’nun inşası yaklaşık 500 yıl sürmüş. Son kapı 1965 yılında tamamlanmış. Beyaz mermerden inşa edilen yapı İtalya’nın en büyük, Avrupa’nın ise 4. büyük katedrali. 135 kuleden oluşan Duomo Katedrali’nin yüksekliği 157 metre ve üzerinde 3500 civarında heykel olduğu söyleniyor. Katedralin en yüksek noktasında som altından yapılmış Madonnina Heykeli (Küçük Madonna) bulunuyor.  

Duomo’yu gezerken hayran kalmamak mümkün değil. Renkli vitray camlardan süzülerek içeriye sızan ışık, duvarlarında İncil’den sahnelerin tasvir edildiği birbirinden güzel tablolar, Duomo’nun iç atmosferini büyüleyici kılıyor. Ayrı bir odada sergilenen kiliseye hizmet etmiş kardinallerin mumyaları ve San Bartolemo heykeli ise görülmeye değer. Bu arada ziyaretiniz sırasında, arkeolojik çalışmaların halen devam ettiği, Duomo’nun içinden merdivenle inilen alt kısmı görmeyi de unutmayın.

Katedralin terasını da görmek isterseniz ayrıca ücret ödemeniz gerekiyor. Fakat terasa çıktığınızda, katedralin heykelleri arasından göreceğiniz Duomo manzarası, ödediğiniz ücrete değecek. Bizim ziyaret ettiğimiz dönemde; Duomo içi kısmı ve Duomo teras (asansörlü çıkış) ücreti, 17 euroydu. Ücretlerle ilgili detaylı bilgiye linkten ulaşabilirsiniz: https://www.duomomilano.it/en/buy-tickets 

Galleria Vittorio Emanuele II: Buraya basitçe alışveriş merkezi demek büyük haksızlık olur sanırım. Tam bir sanat harikası olan yapı, Mimar Giuseppe Mengoni tarafından 1861-1877 yılları arasında tamamlanmış. 4 koridordan oluşan yapıdaki koridorlar Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika kıtalarını temsil ediyor. Yapının tam ortasında yani 4 koridorun birleştiği bölümde cam bir kubbe var. Cam kubbenin etrafı dünyanın farklı bölgelerini temsil eden mozaiklerle süslenmiş. İnsanlar şans getirdiğine inandıkları için tam orta yerde zeminde bulunan boğa mozaiği üstüne topuklarını koyarak, kendi etraflarında üç kere dönüyorlar. Bunu yapmak için bile sıra vardı biz tabii ki beklemedik. 

Çarşı içinde Prada, Gucci gibi çok lüks mağazaların yanında kafe ve restoranlar da var. Mağazaların aksine, çarşıda bulunan restoranlar çok pahalı değil. 

Milano Anıt Mezarı (Cimitero Monumentale): Bir mezarlık ne kadar ilgi çekici ve güzel olabilir ki diye düşünmeyin burası sadece mezarlık değil adeta açık hava müzesi. Resmi olarak 1866 yılında açılan mezarlıkta İtalyan heykellerinden,Yunan Tapınaklarına pek çok örnek görebilirsiniz. En küçük mezardan, en büyük mezara kadar her yer heykel dolu. Mezarlığın giriş kapısı da oldukça etkileyici. Bu mezarlığı görmeden Milano’dan ayrılmayın derim. https://www.comune.milano.it/aree-tematiche/cultura/musei-e-spazi-espositivi-informazioni 

Sforzesco Kalesi (Sforza Castle): Şehri savunmak amacıyla 14. yüzyılda inşa edilen kale, oldukça görkemli bir mimariye sahip. Kaleyi gezerken kendinizi orta çağı anlatan bir film setinde gibi hissedebilirsiniz. Kale içinde farklı müzeler de var. Kaleyi ücretsiz olarak gezilebilirsiniz fakat müzeler için ücret ödemeniz gerekiyor. Kalenin hemen çıkışında bulunan Sempione Parkı son baharın tüm renkleriyle sizi karşılıyor. Hava güzelse park soluklanmak için ideal. https://www.milanocastello.it 

La Scala Meydanı ve La Scala Tiyatrosu Milano (Piazza della Scala ve Teatro alla Scala): Galleria Vittorio Emanuele içinden geçerek de bu meydana ulaşabilirsiniz. Meydanın tam ortasında Leonardo da Vinci’nin heykeli hemen karşısında ise La Scala Tiyatrosu bulunuyor. Tiyatro ve opera gösterilerinin yapıldığı, aynı zamanda sanatçı da yetiştiren bir okul olan binanın içini, içerideki prova nedeniyle ziyaret etmemiz mümkün olmadı. http://www.teatroallascala.org/en/index.html 

Santa Maria delle Grazie Kilise (Santa Maria delle Grazie): Leonardo da Vinci tarafından çizilen ‘Son Yemek’ isimli meşhur fresk bu kilisede yer alıyor. İsa'nın Romalı askerlerce tutuklanmasından bir gün önce havarileriyle yediği son akşam yemeğini tasvir eden fresk, Unesco’nun koruma listesinde. Biz maalesef ‘Son Yemek’ freskini göremedik çünkü 2 haftalık biletler tükenmişti. Eger Leonardo'nun bu freskini görmek istiyorsanız Milano seyahatinizi planlar planlamaz biletinizi online olarak alın, biz yandık siz yanmayın :) http://legraziemilano.it/

Basilica di Sant-Ambrogio: Milano’nun en eski yapıları arasında sayılan bu kilise Aziz Ambrose tarafından 379-386 yılları arasında inşa ettirilmiş. Kilisede bulunan mezar odasında Aziz Ambrose ile birlikte iki din adamının daha kalıntıları görülebiliyor. Roma mimarisiyle yapılan kilise oldukça güzel. http://www.basilicasantambrogio.it 

Brera Bölgesi, Brera Sanat Galerisi (Pinacoteca di Brera): Oldukça şık bir bölge olan Brera Bölgesi Milano’nun en eski yerleşim bölgelerinden biri olarak biliniyor. Küçük parke taşlı sokakları, kafe ve restoranları, bölgeyi çevreleyen binaları, sanat galerileriyle farklı bir çekim merkezi. Brera Sanat Galerisi avlusunun ortasında bulunan Napolyon Heykeli de oldukça etkileyici.

Navigli Bölgesi: Kanallarıyla meşhur bu bölge Naviglio Grande ve Naviglio Pavese adlı iki kanal üzerinde kurulu caddelerden oluşuyor. Naviglio Caddesi boyunca uzanan kanal daha popüler ve turistik. Kanal çevresinde güzel kafeler ve restoranlar var. Kış mevsimi dolayısıyla çok kalabalık olmayan bölge, tahminimce yazın kalabalık ve eğlenceli oluyordur. Naviglo Pavese ise daha sakin bir cadde zaten iki kanal birbirine çok yakın. Aynı gün içinde ikisini de gezebilirsiniz. 

Milano’da Alışveriş: Malum Milano dünyanın moda merkezi olarak kabul ediliyor dolayısıyla burada alışverişten bahsetmeden geçmek olmaz. Şehirde yürürken hemen hemen her köşede ilginizi çekecek bir mağazaya rastlamanız olası. Alışveriş gibi bir isteğiniz yoksa bile geçerken vitrinde göreceğiniz bir şey ilginizi çekecek birden kendinizi mağazanın içinde fiyat sorarken bulacaksınız. Bildiğiniz markalardan, yanına yaklaşmaya cesaret edemediğimiz markalara, özel tasarım butiklere, hediyelik eşya dükkanlarına kadar her şey bir arada. Özellikle kaşmirden yapılan kazak, şal gibi ürünleri her yerde bulmak mümkün fiyatları ise; e biraz pahalı tabii :) Galleria Vittorio Emanuele II ve etrafında pek çok mağaza var. Ayrıca Corso di Porta Ticinese, Corso Buenos Aires ve Via Torino alışveriş seçeneği bol caddelerden. 

Isola, Bosco Verticale: Daha az turist, gravitiler çizilmiş duvarlar, modern binalarıyla burası Milano’nun modern yüzü. Bu bölgeyi cumartesi günü gezdik, güzel bir meyve-sebze, kıyafet pazarı kurulmuştu. Geniş caddeleri, güzel kafeleri olan bölgenin en ilgi çekici binası ‘Bosco Verticale’ yani dikey orman. Binalardan biri 76 diğeri 110 metre. Bu iki binanın yaklaşık 900 ağaca ve 2000 çeşit bitki türüne ev sahipliği yaptığı söyleniyor. Pek çok kez ödül almış yapının mimarı Stefano Boeri. Kent hayatıyla, doğayı birleştirmeyi amaçlayan bu çevre dostu yapıyı görmenizi tavsiye ederim. https://www.stefanoboeriarchitetti.net/project/bosco-verticale/ 

Milano’da Yeme İçme: 

Pizzeria Gino Sorbillo: Odun ateşinde pişen pizzaları yemek için kapıda biraz beklemeniz gerekiyor zira içerisi hep dolu ve fakat endişelenmeyin sıra çabuk geliyor. Milano’ya gidip burada pizza yemezseniz gezinin lezzeti eksik kalır, haberiniz olsun :) https://www.sorbillo.it 

Spontini Pizza/Duomo: Milano’nun değişik yerlerinde şubesi olan Spontini oldukça eski bir pizzacı. Biz Duomo civarında olan şubesinde yedik. Ayak üstü karın doyurmak için oldukça güzel, denemenizi tavsiye ederim. http://www.pizzeriaspontini.it/pizzeria 

Luini: Milano’nun meşhur pastanesi Luini 1888 yılından beri nefis pastalarıyla hizmet veriyor. O kadar çok çeşit var ki insan seçmekte zorlanıyor. Siparişi vermeden önce vitrini iyice incelemek şart. http://www.luini.it/eng/index.htm 

Fonderie Milanesi Aperitivo: Aperitivo İtalyan’ların akşam yemeği öncesi yedikleri atıştırmalıklara verdikleri bir isim. Küçük pizza dilimleri, zeytinyağlılar, salata, makarna gibi zengin bir içeriğe sahip. Bilin bakalım İtalya’da en iyi aperitivo nerede yeniyor? Tabii ki Milano’da. Aperitivo, yediğiniz mekana göre açık büfe veya tabakta servis ediliyor. Fiyatlar da yediğiniz mekana göre değişiyor. Biz Milanolu bir arkadaşımızın tavsiyesiyle küçük bir avlu içinde yer alan, hoş bir atmosfere sahip Fonderie Milanesi isimli barda açık büfe olarak servis edilen aperitivomuzu bir içki dahil, kişi başı 12 euro ödeyerek yedik. http://www.fonderiemilanesi.it 

MOMO Milano: Nefis kahve kokuları eşliğinde, değişik tatlılar deneyebileceğiniz çok şirin bir kafe. Ayrıca kendilerine ait ürünlerin satıldığı küçük bir mağazaları var. Biraz dinlenmek, hoş vakit geçirmek isterseniz, turistik alanın karmaşasından uzak olan bu güzel kafeyi tavsiye ederiz. https://www.facebook.com/momofruitbar